22 Nisan 2015 Çarşamba

FAİZ MAKASI AÇILIYOR, GÖZLER 30 NİSANDAKİ MB ENFLASYON RAPORUNA ÇEVRİLDİ




Merkez Bankasının bugünkü faiz kararı, piyasalar ile arasında giderek makasa benzeyen yapının teyit edilmesi anlamına geliyor. Nedir bu makas? Bir yanda MB'nin faizi, bir yanda piyasanın faizi... Makasın ağzı giderek açılıyor. Makasın açılması çoğu zaman, ekonomi yönetiminin düşünceleri ile piyasanın gerçekleri arasındaki yavaş yavaş uçuruma dönüşebilecek görüş farklılıkları anlamına geliyor.  

13 Nisan 2015 Pazartesi

YENİ GELİŞTİRİLEN SOSYAL İLERLEME ENDEKSİNDE TÜRKİYE 2014'TE 132 ÜLKE ARASINDA 64’ÜNCÜ OLABİLDİ


Türkiye, yeni göstergelerle desteklenmiş biçimde hazırlanarak açıklanan ‘Sosyal İlerleme Endeksi'nde (SİE) 132 ülke arasında 64’üncü oldu. ABD’deki “Sosyal İlerleme Hareketi” 2014 yılında, geleneksel ekonomik kalkınma göstergelerinin yanı sıra, günümüz toplumları için önemi iyice anlaşılan kalkınmanın sosyal boyutunu kapsayan göstergeleri de içeren SİE’ni geliştirdi. Danışma Kurulu Başkanlığını Harvard Üniversitesi’nin dünyaca ünlü İşletme profesörü Michael E. Porter’ın üstlendiği Sosyal İlerleme Hareketi’nce hazırlanan endekste Türkiye, 100 üzerinden 64,62 puan alarak 132 ülke arasında 64’üncü oldu. Türkiye bu puanı ile kendisinden daha fakir olan El Salvador’un bir sıra gerisinde, kendisinden daha zengin olan Suudi Arabistan’ın bir sıra önünde yer aldı.


Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümünden Dr. M. Aykut Attar’ın “Türkiye’de Sosyal İlerleme ve Sosyal Politika: Bazı Gözlemler” başlıklı çalışmasında SİE’nin sosyal ilerlemeyi ‘Temel İnsani Gereksinimler’, ‘Refahın Temelleri’ ve ‘Fırsatlar’ olmak üzere 3 ana başlıkta ölçümlediği belirtilerek; ülkelerin endeks puanlarının bu başlıklar altında tanımlanan 12 ara başlık ve 53 gösterge dikkate alınarak hesaplandığı ifade edildi. Ülkelerin sıralamasına bakıldığında sosyal ilerleme düzeyi en yüksek 3 ülkenin Yeni Zelanda, İsviçre ve İzlanda olduğu; bu ülkeleri Hollanda, İskandinav ülkeleri ile Kanada ve Avustralya’nın izlediği bildirildi. İzleyen ikinci grupta ise Almanya, Birleşik Krallık, Japonya, ABD ve Fransa gibi G-7 ülkeleri ile çeşitli Avrupa ülkelerinin bulunduğu ifade edilen çalışmada; 24’üncü ile 39’uncu sırada bulunan üçüncü  grup ülkelerin puanlarının 71-80 arasında olduğu kaydedildi ve sosyal ilerleme düzeyi en düşük ülkelerin ise (Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Burundi, Gine, Sudan) 40’ın altında puanlara sahip olduğu ifade edildi.

Aslında 72 puanda olmalıydık

Türkiyenin 64,62 puanla ancak 64. sırada yer bulabilmesinin “kötü bir sonuç” olduğu ifade edilen çalışmada, bu durumun nedenlerine de değinildi. Türkiye’nin kendi kişi başına GSYH düzeyi (satın alma gücü paritesine göre) için öngörülen sosyal ilerleme düzeyinin altında bulunduğunun kaydedildiği çalışmada, aslında Türkiye’nin bu kritere göre en az 72 puana ulaşması gerektiğine dikkat çekilerek “Dolayısıyla Türkiye, zenginleşmesinin işaret ettiği sosyal ilerleme düzeyinin altında kalmıştır ve büyümeyi kalkınmaya tam olarak dönüştürememiştir” denildi. Türkiyenin AB üyeliği hedefi ile OECD üyesi olduğunun dikkate alınması gerektiği   hatırlatılan çalışmada “64,62’lik puan düzeyi ile bu iki ülke grubunun ulaşmış olduğu sosyal ilerleme düzeyinin çok gerisinde kalındığını görülmektedir. Dolayısıyla Avrupa ve OECD standartlarına göreli olarak Türkiye’nin sosyal ilerleme açısından başarısız olduğu dikkat çekmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu. Bilindiği gibi, petrol ihraç eden Arap ülkeleri ve Venezuela gibi Latin Amerika ülkeleri de kişi başına gelir düzeyinin ima ettiği sosyal gelişmişlik düzeyinin gerisinde kalan ülkeler arasında yer alıyor.

3 ana başlıktan sadece
birinde daha iyi durumdayız

Çalışmada; ana başlıklar itibarıyla bakıldığında Türkiyenin başarısızlığının “Temel İnsani Gereksinimler”de değil, diğer iki ana başlık olan “Refahın temelleri” ile “Fırsatlar”daki kötü sonuçlardan   kaynaklandığı ifade edildi. Türkiye; temel insani gereksinimlerde 132 ülke arasında 43’üncü iken (genel endeks notuna göre ulaştığımız sıradan 21 basamak üstte); refahın temellerinde 82’inci (genel sıramızdan 18 basamak altta), fırsatlarda ise 77’inci sırada (genel sıramızdan 13 basamak altta) yer bulabildi.

Başarısızlığın 3 ana nedeni var


Çalışmanın sonuç bölümünde; SİE’nin Türkiye’de iktisadi büyümenin sosyal ilerleme yaratma kapasitesinin sınırlı kaldığını  gösterdiği anlatılarak;  Türkiye’nin kendi gelir düzeyi ile Avrupa ve diğer OECD ülkelerine göreli olarak düşük düzeyde sosyal ilerlemeye sahip bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi. Başarısızlığın en kayda değer biçimde ‘doğru bilgiye erişim’, ‘hoşgörülü ve barışçıl bir toplum olmak’ ve ‘ileri öğrenimin yaygınlığı ve kalitesi’ konularında ortaya çıktığı belirtilen çalışmada şöyle denildi:

“Türkiyenin geride kaldığı bu alanlarda atılım yaparak öne geçmeyi hedeflemesi ise iki açıdan önem arz etmektedir: Doğru bilgiye ve kaliteli ileri öğrenime erişebilen hoşgörülü bir toplum olmak, kendi başına arzu edilir bir durumdur.  Diğer yandan bu alanlarda geriye düşmüş olarak kalmak Türkiye’nin uzun vadeli büyüme hedefleri için ciddi bir tehlikeye işaret etmektedir. Tarihsel veriler ve iktisadi büyüme kuramları, uzun dönemde iktisadi büyüme motorlarını çalışır halde tutmanın tek yolunun yenilikçilik olduğunu göstermektedir. Yenilikçi teknoloji yatırımlarını gerçekleştirmek ise hem kişiler arası güvenin yüksek olduğu istikrarlı ve barışçıl bir toplumsal yapıyı gerektirmekte, hem de yüksek nitelikli öğrenim görmüş bireylere ihtiyaç duymaktadır.”

-----------------

GSYİH’sı bize yakın 15 ülkeye
karşı sosyal ilerleme avantajımız yok

Ayrıntılı analizde SİE’nin 12 alt başlık için ülkeleri kişi başına GSYİH düzeyleri kendine en yakın 15 ülkeyle ile ilişkilendirdiği anlatılan çalışmada, Türkiyenin kendisine en yakın gelir düzeyindeki 15 ülkeye karşı bir sosyal ilerleme avantajına sahip olmadığı bildirildi. Türkiyenin bu 15 ülkeye göre; 3 alt başlıkta sosyal ilerleme açısından dezavantaja sahip olduğu vurgulandı ve bunların;

1) Basın özgürlüğünün de içinde bulunduğu “Bilgi ve İletişime Erişim”;
2) Kadınlara, farklı bireysel tercihlere sahip gruplara ve diğer azınlıklara yönelik hoşgörünün de içinde bulunduğu “Hoşgörü ve Kapsayıcılık” ile
3) Küresel sıralamalara giren üniversite sayısı ile eğitime katılımdaki eşitsizliğin de içinde bulunduğu “İleri Öğrenime Erişim”

alt başlıkları olarak sıralandı. Çalışmanın yazarı Attar, Türkiyenin performansının özellikle zayıf ve sorunlu gözüktüğü alanların basın özgürlüğü; dezavantajlı gruplara yönelik ötekileştirme, ayrımcılık ve şiddetin yaygınlığı ve eğitimdeki kalite ve kadın-erkek eşitsizliği olduğuna dikkat çekti.

-------------------------------

SİE’nde küresel sıralamalara giren
üniversite verisi  bile kullanıldı

Yeni geliştirilen SİE’nde kalkınmanın sosyal boyutuna ilişkin klasik göstergeler olarak bilinen yetersiz beslenme, anne ölüm hızı, çocuk ölüm hızı, borulu suya erişim, elektriğe erişim, cinayet oranı, trafik kazalarından ölümler gibi veriler  ‘temel insani gereksinimler’ ana başlığı altında toplanıyor.

‘Refahın temelleri’ ana başlığında ise yetişkin okuryazarlığı, ilk, orta ve lisede okullaşma oranı, intihar oranı gibi klasik göstergelerin yanı sıra; cep telefonu abonelikleri, internet kullanıcılığı, basın özgürlüğü, obezite oranı, dış alan kirliliğine bağlı ölümler, biyo-çeşitlilik ve doğal yaşam alanı gibi yeni göstergeler de kullanıldı.

Neredeyse tamamı yeni göstergelerden oluşturulan ‘Fırsatlar’ ana başlığında ise yaşam tercihlerinde özgürlük; kölelik, insan kaçakçılığı ve çocuk evlilikleri, yolsuzluk, göçmenlere hoşgörü ve farklı yaşam tercihlerine hoşgörü, üniversite öğretimi, kadınların okulda geçirdiği ortalama süre ve küresel sıralamalara giren üniversite sayısı gibi veriler kullanıldı.
              
SOSYAL İLERLEME ENDEKSİ’NİN (SİE) BİLEŞENLERİ (*)

TEMEL İNSANİ GEREKSİNİM (43)
REFAHIN TEMELLERİ (82)
FIRSATLAR (77)

Beslenme ve temel sağlık (55)
. Eksik beslenme
. Gıda açığı
. Anne ölüm hızı
. Doğumda ölüm hızı
. Çocuk ölüm hızı
. Bulaşıcı hastalıktan ölümler
Temel bilgiye erişim (66)
. Yetişkin okur-yazarlığı
. Okullaşma (ilkokul)
. Okullaşma (ortaokul)
. Okullaşma (lise)
. Okullaşmada kadın-erkek farklılaşması

Kişisel haklar (67)
. Siyasi haklar
. İfade özgürlüğü
. Dernek kurma özgürlüğü
. Hareket özgürlüğü
. Özel mülkiyet hakları
Su ve sıhhi temizlik (33)
. Borulu suya erişim
. Suya erişimde kır-kent farkı
. Temizlik olanaklarına erişim
Bilgi ve iletişime erişim (79)
. Cep telefonu üyelikleri
. İnternet kullanıcıları
. Basın özgürlüğü
Kişisel özgürlük ve seçim (75)
. Yaşam tercihlerinde özgürlük
. Kölelik, insan kaçakçılığı ve çocuk evlilikleri
. Gebelik önleyici araçlara erişim
. Yolsuzluk

Barınma (29)
. Barınmanın finansal yükü
. Elektriğe erişim
. Elektrik arzının kalitesi
. İç-alan kirliliğine bağlı ölümler
Sağlık ve zindelik (105)
. Yaşam beklentisi
. Bulaşıcı olmayan hastalıktan ölümler
. Obezite oranı
. Dış-alan kirliliğine bağlı ölümler
. İntihar oranı
Hoşgörü ve kapsayıcılık (119)
. Kadınlara saygı
. Göçmenlere hoşgörü
. Eşcinsellere hoşgörü
. Azınlıklara yönelik ayrımcılık ve şiddet
. Dinsel hoşgörü
. Toplum güvenliği

Kişisel güvenlik (75)
. Cinayet oranı
. Şiddet içeren suçlar
. Algılanan suç düzeyi
. Siyasi terör
. Trafik kazalarından ölümler
Ekosistemin sürdürülebilirliği (102)
. Sera gazları emisyonu
. Doğadan su kullanımının göreli ağırlığı
. Biyo-çeşitlilik ve doğal yaşam alanı
İleri öğrenime erişim (79)
. Üniversite öğrenimi
. Kadınların okulda geçirdiği ortalama süre
. Eğitime katılmada eşitsizlik
. Küresel sıralamalara giren üniversite sayısı

(*) Parantez içindeki rakamlar;  Türkiye’nin 132 ülkelik sıralamadaki yerini göstermektedir. Genel sıralama en iyi ülke 1’inci, en kötü ülke 132’inci olacak biçimdedir.

9 Nisan 2015 Perşembe

DOÇ. DR. M. İBRAHİM TURHAN KİMDİR? İZMİR'DE DOĞDU, İZMİR'DEN ADAY OLDU...




Adalet ve Kalkınma Partisinin 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde iktidarda kalması durumunda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ekonomi yönetiminin başına getireceği belirtilen Doç. Dr. İbrahim Turhan, öğrencilik yıllarından bu yana parlak bir kariyere sahip. 

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeliğine atandığı 2006 yılında ilk kez kamuoyunun önüne çıkan Turhan, o dönem didik didik edilmiş, geçmişte IMF'ye sert eleştiriler yönelttiği  ve piyasaya müdahale edilmesi yönünde yayınladığı makalelerle tartışılmıştı.

Turhan, 2012 yılında İMKB Başkanı olduktan sonra, Türkiye'de belli çevrelerde çok tartışılan borsaların tek çatı altında birleştirilmesi yönünde tavır aldı. İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) Borsa İstanbul adı altında birleşti. Bu durum, özellikle köklü bir piyasa kültürüne sahip İzmir'deki iş ve ekonomi çevrelerini memnun etmedi. Ancak bu karar, "İstanbul Finans Merkezi yolunda atılmış bir adım ve bu birleşmenin bir sinerji yaratacağı" şeklinde lanse edildi.

Turhan, en son kamuoyunun değil ama sosyal medyanın gündemine "devlet içi paralel yapılanma" iddialarıyla geldi. Turhan, "Gizli Arşiv" adlı tivitır hesabı tarafından "paralelci" ilan edildi. Ancak bu yayınlar, son zamanlarda kesildi ve Turhan'ın İstanbul'daki akademik çevrelerde iken yakından tanıştığı Başbakan Davutoğlu tarafından çok sevildiği, başarılı bulunduğu kulislerde duyuldu. Ardından Turhan, görevinden istifa ederek milletvekilliği için aday oldu.    

Doç. Dr. İbrahim Turhan kimdir?

- 1968 yılında İzmir'de doğdu. 
Saint-Joseph Fransız Erkek Ortaokulunda başladığı orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde 1987 yılında (birincilikle) tamamladı ve aynı yıl Boğaziçi Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümünü (birincilikle) kazandı. 
- Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Uluslararası Bankacılık yüksek lisansını “Kamu Kesimi Açıklarının Makro Ekonomik Sonuçları ve Türkiye’de Bankacılık Kesimi Üzerinde Etkileri” konulu tez ile bankacılık doktorasını da “Finansal Krizler ve Reel Sektör Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği” konulu tez ile tamamlayan Turhan, bu dönemde aynı kurumda öğretim elemanı olarak görev yaptı.
- Marmara Üniversitesi Rektörlüğü Araştırma Fonu tarafından desteklenen sosyal bilimler mega projesi çerçevesinde resmi olarak davet edildiği Cenevre Üniversitesi Institut Européen (IEUG) ve Loughborough Üniversitesi Banking Centre bünyesinde araştırmacı olarak bulundu.
- 2001 yılında Yardımcı Doçent unvanıyla Yeditepe Üniversitesinde öğretim üyeliğine başlayan Turhan, bu kurumda Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü ile Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü Başkanlığı yaptı. Yine aynı üniversitede Meslek Yüksekokulu ve Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
- Birçok Türkçe süreli yayında finansal iktisat ve politik iktisat alanında yayınları bulunan ve kitap editörlüğü de yapan Turhan, bankacılık, finans ve finans teknolojileri alanında faaliyet gösteren süreli yayınlarda yayın danışmanı, yazı işleri müdürü ve yayın yönetmeni olarak çalıştı. İstanbul Bilgi, Marmara, İstanbul Ticaret ve Kadir Has Üniversitelerinde uluslararası finansal piyasalar ve kurumlar, finansal kuruluşlarda stratejik planlama ve yönetim, bankacılık teorisi ve politikası ile merkez bankacılığı alanlarında ders veren Turhan 2004’e kadar Beykent Üniversitesi İİBF’nde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak görev yaptı.
- 1 Nisan 2004 tarihinde TCMB Banka Meclisi üyeliğine, 7 Haziran 2006 tarihinde Para Politikası Kurulu üyeliğine seçilen Doç. Dr. M. İbrahim Turhan, 8 Mayıs 2008 tarihinde TCMB Başkan Yardımcısı olarak atandı. 2008-2011 arasında, küresel krizin ardından kritik hale gelen G-20  toplantılarına Türkiye’yi temsilen Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak katıldı.
- Doç. Dr. M. İbrahim Turhan London School of Economics and Poltical Sciences (LSE) Avrupa Enstitüsü bünyesinde kurulan Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsünde kuruluşundan 2011’e kadar TCMB adına danışma kurulu üyesi olarak görev yaptı.
- 1 Ocak 2012 itibarıyla o zamanki adıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’na Başkan olarak atanan Turhan, 30 Aralık 2012’de İMKB ile İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB)’nın birleşmesiyle oluşturulan "Borsa İstanbul"un kurucu yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü oldu. Borsa İstanbul Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak görev yaptığı dönemde Dünya Borsalar Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği, Avrasya Borsalar Federasyonu Yönetim Kurulu başkanlığı, Kazakistan Devlet Emeklilik Fonu Yönetim Kurulu üyeliği ve İstanbul Takas ve Saklama Bankası (Takasbank) Yönetim Kurulu başkanlığı görevlerini yürüttü. Dünya Ekonomik Forumunun (WEF) Uluslararası Para Sistemi'ne İlişkin Küresel Gündem Kurulu üyeliği görevini üstlendi. 
- Üniversiteler Arası Kurul, 28 Ocak 2014 itibarıyla İbrahim Turhan'a doçentlik unvanı verdi.   
- Turhan, 10 Şubat 2015 tarihinde 2015 Genel Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisinden aday oldu ve 7 Nisan 2015'te İzmir 2. Bölge ilk sıradan aday gösterildi.

http://cahituyanik.blogspot.com.tr/2015/01/piyasa-muhalifi-turhan-apar-topar-kurul.html

7 Nisan 2015 Salı

TCMB 83. GENEL KURULU BUGÜN (09 NİSAN 2015) TOPLANACAK



Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 83. Genel Kurulu bugün (09.Nisan.2015) toplanacak.  Genel Kurulda Başkan Erdem Başçı ayrıntılı bir konuşma yaparak, 2014 yılı boyunca yaşanan gelişmeleri ve 2015'in geri kalan dönemi için düşüncelerini kamuoyuyla paylaşacak. Genel Kurulda Banka Meclisinin 30 Nisan 2015 tarihi bitiminde boşalacak iki üyeliği ve Denetleme Kurulunun 30 Nisan 2015 tarihi bitiminde boşalacak üç üyeliği için seçim yapılacak. 

GENEL KURUL DUYURUSU İÇİN:

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/b1f4a2b3-bec2-4de2-9003-057cd54a7e24/GazeteIlanMetni.pdf?MOD=AJPERES