Tekstilbank'ın yüzde 75.5'luk çoğunluk hisselerini GSD Holding'ten 669 milyon dolara satın alarak Türkiye pazarına giriş yapan Çinli ICBC (Industrial and Commercial Bank of China) tam sayfa gazete ilanlarıyla Türkiye'ye merhaba dedi. "Dünyanın en büyük bankası olabiliriz ama bizce dünya küçük" sloganını kullanan ICBC, dünyanın 43 ülkesinde yaklaşım 17 bin şubeye sahip olduğunu ifade ederek "5 milyon kurumsal, 465 milyon bireysel müşteriye sahip olduğunu" bildirdi.
26 Mayıs 2015 Salı
22 Nisan 2015 Çarşamba
FAİZ MAKASI AÇILIYOR, GÖZLER 30 NİSANDAKİ MB ENFLASYON RAPORUNA ÇEVRİLDİ
Merkez Bankasının bugünkü faiz kararı, piyasalar ile arasında giderek makasa benzeyen yapının teyit edilmesi anlamına geliyor. Nedir bu makas? Bir yanda MB'nin faizi, bir yanda piyasanın faizi... Makasın ağzı giderek açılıyor. Makasın açılması çoğu zaman, ekonomi yönetiminin düşünceleri ile piyasanın gerçekleri arasındaki yavaş yavaş uçuruma dönüşebilecek görüş farklılıkları anlamına geliyor.
13 Nisan 2015 Pazartesi
YENİ GELİŞTİRİLEN SOSYAL İLERLEME ENDEKSİNDE TÜRKİYE 2014'TE 132 ÜLKE ARASINDA 64’ÜNCÜ OLABİLDİ
Türkiye, yeni göstergelerle
desteklenmiş biçimde hazırlanarak açıklanan ‘Sosyal İlerleme Endeksi'nde (SİE) 132 ülke arasında 64’üncü oldu. ABD’deki “Sosyal İlerleme Hareketi” 2014
yılında, geleneksel ekonomik kalkınma göstergelerinin yanı sıra, günümüz
toplumları için önemi iyice anlaşılan kalkınmanın sosyal boyutunu kapsayan göstergeleri
de içeren SİE’ni geliştirdi. Danışma
Kurulu Başkanlığını Harvard Üniversitesi’nin dünyaca ünlü İşletme profesörü
Michael E. Porter’ın üstlendiği Sosyal İlerleme Hareketi’nce hazırlanan
endekste Türkiye, 100 üzerinden 64,62
puan alarak 132 ülke arasında 64’üncü oldu. Türkiye bu puanı ile kendisinden
daha fakir olan El Salvador’un bir sıra gerisinde, kendisinden daha zengin olan
Suudi Arabistan’ın bir sıra önünde yer aldı.
Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümünden Dr. M. Aykut Attar’ın “Türkiye’de Sosyal İlerleme ve Sosyal Politika: Bazı Gözlemler” başlıklı çalışmasında SİE’nin sosyal ilerlemeyi ‘Temel İnsani Gereksinimler’, ‘Refahın Temelleri’ ve ‘Fırsatlar’ olmak üzere 3 ana başlıkta ölçümlediği belirtilerek; ülkelerin endeks puanlarının bu başlıklar altında tanımlanan 12 ara başlık ve 53 gösterge dikkate alınarak hesaplandığı ifade edildi. Ülkelerin sıralamasına bakıldığında sosyal ilerleme düzeyi en yüksek 3 ülkenin Yeni Zelanda, İsviçre ve İzlanda olduğu; bu ülkeleri Hollanda, İskandinav ülkeleri ile Kanada ve Avustralya’nın izlediği bildirildi. İzleyen ikinci grupta ise Almanya, Birleşik Krallık, Japonya, ABD ve Fransa gibi G-7 ülkeleri ile çeşitli Avrupa ülkelerinin bulunduğu ifade edilen çalışmada; 24’üncü ile 39’uncu sırada bulunan üçüncü grup ülkelerin puanlarının 71-80 arasında olduğu kaydedildi ve sosyal ilerleme düzeyi en düşük ülkelerin ise (Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Burundi, Gine, Sudan) 40’ın altında puanlara sahip olduğu ifade edildi.
Aslında 72 puanda olmalıydık
Türkiyenin 64,62 puanla ancak 64. sırada yer bulabilmesinin “kötü bir sonuç” olduğu ifade edilen çalışmada, bu durumun nedenlerine de değinildi. Türkiye’nin kendi kişi başına GSYH düzeyi (satın alma gücü paritesine göre) için öngörülen sosyal ilerleme düzeyinin altında bulunduğunun kaydedildiği çalışmada, aslında Türkiye’nin bu kritere göre en az 72 puana ulaşması gerektiğine dikkat çekilerek “Dolayısıyla Türkiye, zenginleşmesinin işaret ettiği sosyal ilerleme düzeyinin altında kalmıştır ve büyümeyi kalkınmaya tam olarak dönüştürememiştir” denildi. Türkiyenin AB üyeliği hedefi ile OECD üyesi olduğunun dikkate alınması gerektiği hatırlatılan çalışmada “64,62’lik puan düzeyi ile bu iki ülke grubunun ulaşmış olduğu sosyal ilerleme düzeyinin çok gerisinde kalındığını görülmektedir. Dolayısıyla Avrupa ve OECD standartlarına göreli olarak Türkiye’nin sosyal ilerleme açısından başarısız olduğu dikkat çekmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu. Bilindiği gibi, petrol ihraç eden Arap ülkeleri ve Venezuela gibi Latin Amerika ülkeleri de kişi başına gelir düzeyinin ima ettiği sosyal gelişmişlik düzeyinin gerisinde kalan ülkeler arasında yer alıyor.
3 ana başlıktan sadece
birinde
daha iyi durumdayız
Çalışmada;
ana başlıklar itibarıyla bakıldığında Türkiyenin başarısızlığının “Temel
İnsani Gereksinimler”de değil, diğer iki ana başlık olan “Refahın temelleri”
ile “Fırsatlar”daki kötü sonuçlardan
kaynaklandığı ifade edildi. Türkiye; temel insani gereksinimlerde 132
ülke arasında 43’üncü iken (genel endeks notuna göre ulaştığımız sıradan 21
basamak üstte); refahın temellerinde 82’inci (genel sıramızdan 18 basamak
altta), fırsatlarda ise 77’inci sırada (genel sıramızdan 13 basamak altta) yer
bulabildi.
Başarısızlığın 3 ana nedeni var
Çalışmanın sonuç bölümünde; SİE’nin Türkiye’de iktisadi büyümenin sosyal ilerleme yaratma kapasitesinin sınırlı kaldığını gösterdiği anlatılarak; Türkiye’nin kendi gelir düzeyi ile Avrupa ve diğer OECD ülkelerine göreli olarak düşük düzeyde sosyal ilerlemeye sahip bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi. Başarısızlığın en kayda değer biçimde ‘doğru bilgiye erişim’, ‘hoşgörülü ve barışçıl bir toplum olmak’ ve ‘ileri öğrenimin yaygınlığı ve kalitesi’ konularında ortaya çıktığı belirtilen çalışmada şöyle denildi:
“Türkiyenin
geride kaldığı bu alanlarda atılım yaparak öne geçmeyi hedeflemesi ise iki
açıdan önem arz etmektedir: Doğru bilgiye ve kaliteli ileri öğrenime erişebilen
hoşgörülü bir toplum olmak, kendi başına arzu edilir bir durumdur. Diğer yandan bu alanlarda geriye düşmüş
olarak kalmak Türkiye’nin uzun vadeli büyüme hedefleri için ciddi bir tehlikeye
işaret etmektedir. Tarihsel veriler ve iktisadi büyüme kuramları, uzun dönemde
iktisadi büyüme motorlarını çalışır halde tutmanın tek yolunun yenilikçilik
olduğunu göstermektedir. Yenilikçi teknoloji yatırımlarını gerçekleştirmek ise
hem kişiler arası güvenin yüksek olduğu istikrarlı ve barışçıl bir toplumsal
yapıyı gerektirmekte, hem de yüksek nitelikli öğrenim görmüş bireylere ihtiyaç
duymaktadır.”
-----------------
GSYİH’sı bize yakın 15 ülkeye
karşı
sosyal ilerleme avantajımız yok
Ayrıntılı
analizde SİE’nin 12 alt başlık için ülkeleri kişi başına GSYİH düzeyleri
kendine en yakın 15 ülkeyle ile ilişkilendirdiği anlatılan çalışmada,
Türkiyenin kendisine en yakın gelir düzeyindeki 15 ülkeye karşı bir sosyal
ilerleme avantajına sahip olmadığı bildirildi. Türkiyenin bu 15 ülkeye göre; 3
alt başlıkta sosyal ilerleme açısından dezavantaja sahip olduğu vurgulandı ve
bunların;
1) Basın özgürlüğünün de içinde
bulunduğu “Bilgi ve İletişime Erişim”;
2) Kadınlara, farklı bireysel tercihlere
sahip gruplara ve diğer azınlıklara yönelik hoşgörünün de içinde bulunduğu
“Hoşgörü ve Kapsayıcılık” ile
3) Küresel sıralamalara giren üniversite
sayısı ile eğitime katılımdaki eşitsizliğin de içinde bulunduğu “İleri Öğrenime
Erişim”
alt
başlıkları olarak sıralandı. Çalışmanın yazarı Attar, Türkiyenin
performansının özellikle zayıf ve sorunlu gözüktüğü alanların basın özgürlüğü;
dezavantajlı gruplara yönelik ötekileştirme, ayrımcılık ve şiddetin yaygınlığı
ve eğitimdeki kalite ve kadın-erkek eşitsizliği olduğuna dikkat çekti.
-------------------------------
SİE’nde küresel sıralamalara giren
üniversite
verisi bile kullanıldı
Yeni
geliştirilen SİE’nde kalkınmanın sosyal boyutuna ilişkin klasik göstergeler
olarak bilinen yetersiz beslenme, anne ölüm hızı, çocuk
ölüm hızı, borulu suya erişim, elektriğe erişim, cinayet oranı, trafik
kazalarından ölümler gibi veriler ‘temel
insani gereksinimler’ ana başlığı altında toplanıyor.
‘Refahın temelleri’ ana başlığında ise yetişkin okuryazarlığı, ilk, orta ve lisede okullaşma oranı, intihar oranı gibi klasik göstergelerin yanı sıra; cep telefonu abonelikleri, internet kullanıcılığı, basın özgürlüğü, obezite oranı, dış alan kirliliğine bağlı ölümler, biyo-çeşitlilik ve doğal yaşam alanı gibi yeni göstergeler de kullanıldı.
Neredeyse
tamamı yeni göstergelerden oluşturulan ‘Fırsatlar’ ana başlığında ise yaşam
tercihlerinde özgürlük; kölelik, insan kaçakçılığı ve çocuk evlilikleri,
yolsuzluk, göçmenlere hoşgörü ve farklı yaşam tercihlerine hoşgörü, üniversite
öğretimi, kadınların okulda geçirdiği ortalama süre ve küresel sıralamalara
giren üniversite sayısı gibi veriler kullanıldı.
SOSYAL
İLERLEME ENDEKSİ’NİN (SİE) BİLEŞENLERİ (*)
|
||
TEMEL
İNSANİ GEREKSİNİM (43)
|
REFAHIN
TEMELLERİ (82)
|
FIRSATLAR
(77)
|
Beslenme
ve temel sağlık (55)
. Eksik
beslenme
. Gıda
açığı
. Anne
ölüm hızı
. Doğumda
ölüm hızı
. Çocuk
ölüm hızı
. Bulaşıcı
hastalıktan ölümler
|
Temel
bilgiye erişim (66)
. Yetişkin
okur-yazarlığı
.
Okullaşma (ilkokul)
.
Okullaşma (ortaokul)
.
Okullaşma (lise)
.
Okullaşmada kadın-erkek farklılaşması
|
Kişisel
haklar (67)
. Siyasi
haklar
. İfade
özgürlüğü
. Dernek
kurma özgürlüğü
. Hareket
özgürlüğü
. Özel
mülkiyet hakları
|
Su ve
sıhhi temizlik (33)
. Borulu
suya erişim
. Suya
erişimde kır-kent farkı
. Temizlik
olanaklarına erişim
|
Bilgi ve
iletişime erişim (79)
. Cep
telefonu üyelikleri
. İnternet
kullanıcıları
. Basın
özgürlüğü
|
Kişisel
özgürlük ve seçim (75)
. Yaşam
tercihlerinde özgürlük
. Kölelik,
insan kaçakçılığı ve çocuk evlilikleri
. Gebelik
önleyici araçlara erişim
.
Yolsuzluk
|
Barınma
(29)
.
Barınmanın finansal yükü
.
Elektriğe erişim
. Elektrik
arzının kalitesi
. İç-alan
kirliliğine bağlı ölümler
|
Sağlık ve
zindelik (105)
. Yaşam
beklentisi
. Bulaşıcı
olmayan hastalıktan ölümler
. Obezite
oranı
. Dış-alan
kirliliğine bağlı ölümler
. İntihar
oranı
|
Hoşgörü ve
kapsayıcılık (119)
.
Kadınlara saygı
.
Göçmenlere hoşgörü
.
Eşcinsellere hoşgörü
.
Azınlıklara yönelik ayrımcılık ve şiddet
. Dinsel
hoşgörü
. Toplum
güvenliği
|
Kişisel
güvenlik (75)
. Cinayet
oranı
. Şiddet
içeren suçlar
.
Algılanan suç düzeyi
. Siyasi
terör
. Trafik
kazalarından ölümler
|
Ekosistemin
sürdürülebilirliği (102)
. Sera
gazları emisyonu
. Doğadan
su kullanımının göreli ağırlığı
.
Biyo-çeşitlilik ve doğal yaşam alanı
|
İleri
öğrenime erişim (79)
.
Üniversite öğrenimi
.
Kadınların okulda geçirdiği ortalama süre
. Eğitime
katılmada eşitsizlik
. Küresel
sıralamalara giren üniversite sayısı
|
(*) Parantez içindeki rakamlar; Türkiye’nin 132 ülkelik sıralamadaki yerini
göstermektedir. Genel sıralama en iyi ülke 1’inci, en kötü ülke 132’inci olacak
biçimdedir.
9 Nisan 2015 Perşembe
DOÇ. DR. M. İBRAHİM TURHAN KİMDİR? İZMİR'DE DOĞDU, İZMİR'DEN ADAY OLDU...
Adalet ve Kalkınma Partisinin 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde iktidarda kalması durumunda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ekonomi yönetiminin başına getireceği belirtilen Doç. Dr. İbrahim Turhan, öğrencilik yıllarından bu yana parlak bir kariyere sahip.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu üyeliğine atandığı 2006 yılında ilk kez kamuoyunun önüne çıkan Turhan, o dönem didik didik edilmiş, geçmişte IMF'ye sert eleştiriler yönelttiği ve piyasaya müdahale edilmesi yönünde yayınladığı makalelerle tartışılmıştı.
Turhan, 2012 yılında İMKB Başkanı olduktan sonra, Türkiye'de belli çevrelerde çok tartışılan borsaların tek çatı altında birleştirilmesi yönünde tavır aldı. İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) Borsa İstanbul adı altında birleşti. Bu durum, özellikle köklü bir piyasa kültürüne sahip İzmir'deki iş ve ekonomi çevrelerini memnun etmedi. Ancak bu karar, "İstanbul Finans Merkezi yolunda atılmış bir adım ve bu birleşmenin bir sinerji yaratacağı" şeklinde lanse edildi.
Turhan, en son kamuoyunun değil ama sosyal medyanın gündemine "devlet içi paralel yapılanma" iddialarıyla geldi. Turhan, "Gizli Arşiv" adlı tivitır hesabı tarafından "paralelci" ilan edildi. Ancak bu yayınlar, son zamanlarda kesildi ve Turhan'ın İstanbul'daki akademik çevrelerde iken yakından tanıştığı Başbakan Davutoğlu tarafından çok sevildiği, başarılı bulunduğu kulislerde duyuldu. Ardından Turhan, görevinden istifa ederek milletvekilliği için aday oldu.
Doç. Dr. İbrahim Turhan kimdir?
- 1968 yılında İzmir'de doğdu.
- Saint-Joseph Fransız Erkek Ortaokulunda başladığı orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde 1987 yılında (birincilikle) tamamladı ve aynı yıl Boğaziçi Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümünü (birincilikle) kazandı.
- Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Uluslararası Bankacılık yüksek lisansını “Kamu Kesimi Açıklarının Makro Ekonomik Sonuçları ve Türkiye’de Bankacılık Kesimi Üzerinde Etkileri” konulu tez ile bankacılık doktorasını da “Finansal Krizler ve Reel Sektör Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği” konulu tez ile tamamlayan Turhan, bu dönemde aynı kurumda öğretim elemanı olarak görev yaptı.
- Marmara Üniversitesi Rektörlüğü Araştırma Fonu tarafından desteklenen sosyal bilimler mega projesi çerçevesinde resmi olarak davet edildiği Cenevre Üniversitesi Institut Européen (IEUG) ve Loughborough Üniversitesi Banking Centre bünyesinde araştırmacı olarak bulundu.
- 2001 yılında Yardımcı Doçent unvanıyla Yeditepe Üniversitesinde öğretim üyeliğine başlayan Turhan, bu kurumda Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü ile Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü Başkanlığı yaptı. Yine aynı üniversitede Meslek Yüksekokulu ve Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
- Birçok Türkçe süreli yayında finansal iktisat ve politik iktisat alanında yayınları bulunan ve kitap editörlüğü de yapan Turhan, bankacılık, finans ve finans teknolojileri alanında faaliyet gösteren süreli yayınlarda yayın danışmanı, yazı işleri müdürü ve yayın yönetmeni olarak çalıştı. İstanbul Bilgi, Marmara, İstanbul Ticaret ve Kadir Has Üniversitelerinde uluslararası finansal piyasalar ve kurumlar, finansal kuruluşlarda stratejik planlama ve yönetim, bankacılık teorisi ve politikası ile merkez bankacılığı alanlarında ders veren Turhan 2004’e kadar Beykent Üniversitesi İİBF’nde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak görev yaptı.
- 1 Nisan 2004 tarihinde TCMB Banka Meclisi üyeliğine, 7 Haziran 2006 tarihinde Para Politikası Kurulu üyeliğine seçilen Doç. Dr. M. İbrahim Turhan, 8 Mayıs 2008 tarihinde TCMB Başkan Yardımcısı olarak atandı. 2008-2011 arasında, küresel krizin ardından kritik hale gelen G-20 toplantılarına Türkiye’yi temsilen Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak katıldı.
- Doç. Dr. M. İbrahim Turhan London School of Economics and Poltical Sciences (LSE) Avrupa Enstitüsü bünyesinde kurulan Çağdaş Türk Çalışmaları Kürsüsünde kuruluşundan 2011’e kadar TCMB adına danışma kurulu üyesi olarak görev yaptı.
- 1 Ocak 2012 itibarıyla o zamanki adıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’na Başkan olarak atanan Turhan, 30 Aralık 2012’de İMKB ile İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB)’nın birleşmesiyle oluşturulan "Borsa İstanbul"un kurucu yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü oldu. Borsa İstanbul Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak görev yaptığı dönemde Dünya Borsalar Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği, Avrasya Borsalar Federasyonu Yönetim Kurulu başkanlığı, Kazakistan Devlet Emeklilik Fonu Yönetim Kurulu üyeliği ve İstanbul Takas ve Saklama Bankası (Takasbank) Yönetim Kurulu başkanlığı görevlerini yürüttü. Dünya Ekonomik Forumunun (WEF) Uluslararası Para Sistemi'ne İlişkin Küresel Gündem Kurulu üyeliği görevini üstlendi.
- Üniversiteler Arası Kurul, 28 Ocak 2014 itibarıyla İbrahim Turhan'a doçentlik unvanı verdi.
- Turhan, 10 Şubat 2015 tarihinde 2015 Genel Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisinden aday oldu ve 7 Nisan 2015'te İzmir 2. Bölge ilk sıradan aday gösterildi.
http://cahituyanik.blogspot.com.tr/2015/01/piyasa-muhalifi-turhan-apar-topar-kurul.html
http://cahituyanik.blogspot.com.tr/2015/01/piyasa-muhalifi-turhan-apar-topar-kurul.html
7 Nisan 2015 Salı
TCMB 83. GENEL KURULU BUGÜN (09 NİSAN 2015) TOPLANACAK
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 83. Genel Kurulu bugün (09.Nisan.2015) toplanacak. Genel Kurulda Başkan Erdem Başçı ayrıntılı bir konuşma yaparak, 2014 yılı boyunca yaşanan gelişmeleri ve 2015'in geri kalan dönemi için düşüncelerini kamuoyuyla paylaşacak. Genel Kurulda Banka Meclisinin 30 Nisan 2015 tarihi bitiminde boşalacak iki üyeliği ve Denetleme Kurulunun
30 Nisan 2015 tarihi bitiminde boşalacak üç üyeliği için seçim yapılacak.
http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/b1f4a2b3-bec2-4de2-9003-057cd54a7e24/GazeteIlanMetni.pdf?MOD=AJPERES
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)